Günce

Günce
SAVAŞA KARŞI OL!

1 Haziran 2007 Cuma

Eğitim-Öğretim ve "Hızlandırılmış Tren"-"Hızlı Tren"

Günlük dilimizde bu iki kavramın çok farkı yokmuş gibi görünebilir. Teknik dilde sanırım dağlar kadar fark vardır. Hatta biri teknik bir kavram bile olmayabilir. Peki bir kişi bu ayrımı nasıl anlayabilir ?
Sorun bu noktada başlıyor. Bireyin alacağı eğitim ve kültür bu ayrımı yapmayı ya da böyle bir ayrımın var olabileceğini anlamasını sağlayabilir. Eğer aldığınız eğitim evrensel, bilimsel , sorgulayıcı, şüpheci ve özgür değilse bu ayrımı anlamanız çok zordur. Peki İmam Hatip Liselerinden mezun olmuş birey bu ayrımın farkına varabilir mi ?
Şu anda iki eğitim – öğretim biçimi var gücü ile çatışmaktadır. İlki bilimsel temelli evrensel bir eğitim -öğretim diğeri ise dogmatik öğrenciyi tartıştırmayan durağan ve din temelli olan eğitimdir. Ülkemizde ikinci tip eğitim-öğretim Demokrat Partinin başa gelmesinden itibaren öne geçmiş hatta bayağıda yol almış görülüyor.
Dram ve komediyi bir arada izliyoruz şu aralar. MEB tavsiyeli 100 temel eser rezilliği ile her alandan beyinleri etkileme isteği hızla sürüyor. Gazete haberlerini takip ettiğinizde her hangi bir kamu kuruluşunda işe girebilmek için imam hatip lisesi(İHL) çıkışlı olmanın yeterli olduğunu görebilirsiniz. Uzmanlığınız olmasa da bir kuruma yönetici olmanız mümkün. İşi bilmeniz veya yeterli tecrübeye sahip olmanız önemli değil. Önemli olan bir İHL çıkışlı veya bir cemaat mensubu olmanız yeterlidir. Zaten dünya geçici bir mekandır bu bakış açısına göre yapılacak her hangi bir teknik hatanın Allahın taktiri olduğunu söyleyip sıyrılabilirsiniz. Diğer dünyada nasılsa hesaplaşacaksınız , hatalarınıza ceza kesilecek bir daha burada uğraşmaya ne gerek var diye düşünebilirler .
Muhammet Arifioğlu , Serpil Aktuzlu isimlerini hatırlamazsınız . Bu iki insan ‘Hızlandırılmış Tren’ cinayetinde katledilenlerden sadece iki isim olarak kayıtlara geçti . Bunca zaman geçmesine rağmen hala içi acıyan ve acıyacak insanlar var ve bu insanlar hesabın diğer dünyaya kalmasını istemiyor . Aynı hatayı sanırım Bolu Tüneli için de yapacaklar ve biz yine böyle yazılar yazacağız .
Aslında yapılan teknik hatalar sadece mühendislik hataları değiller . MEB bu yıl yaptığı hatalarla tarihe geçti.Bu hataları basından takip ettik . Neden yüklenilemediği ve bu hataların hesabı sorulmadığı da basınımızın ayıbı sanırım . AKP iktidarı başa geldiğinden beri yaptığı kadro değişiklerinde akıl yürütme eksikliklerinden dolayı(Akıl yürütme analitik zekayla mümkündür ve bu davranışı ancak bilimsel temelli bir eğitim-öğretim ile bireye kazandırabilirsiniz.) teknik özelliklere sahip ve deneyimli elemanların yerine bile İHL çıkışlı veya cemaatten olan elemanları atadılar. Dolayısıyla komik ve dramatik sonuçlu hatalar yaptılar.
OKS ve sonrası yerleştirme işlemlerinde ve açık lise sınavlarında yapılan hatalar basında yer almıştır.Bir ülkeyi güçsüzleştirmek istiyorsanız yapacağınız en doğru eylem eğitim-öğretime darbe indirmektir . Mutlaka sonuç alırsınız. Sonuç almada süre biraz uzasa da sonunda en sağlam sonuçları alırsınız .
Yapılan vahim hatalardan sonra çıkıp çok rahat bir şekilde hatayı ve yapanları savunabilirsiniz . Bunun nedeni zaten sizin için bu bir hata değil amacınıza gitmek için yaptığınız doğru hareketlerden biridir . İnsanlar için ise yapılan hatanın peşine düşmek ve hesap sormak gibi alışkanlıklar çok tan kaybedilmiştir . Çünkü hesap soracak insanlar zaten önceki okul döneminde tezgahtan geçirilip kullaştırılmışlardır.
Bu arada gene dünya olanaklarından yararlananlar İslamcı para babaları oluyor . Onlar çocuklarını ABD de okutuyor,onlar yatlarla adalarda tatil yapıyor .
Bu yüzdendir ki Türkiye de her şey olunabiliyorlar ama rezil olunamıyor .
Bu yüzdendir ki Türkiye de Eğitim-Öğretim ve‘Hızlandırılmış Tren’ –‘Hızlı Tren’ kazalarından sonra yetkililer yapılan uygulamalardan utanma ve suçluluk duymuyorlar.

Devrim

Hiç yorum yok: